22 Mayıs 2015 Cuma

bayan çantası modelleri ve tarih bilgileri3

 bayan çantası modelleri


bayan çantası modelleri ve tarih bilgileri3 bugün bayan çantası modellerisizlere en güzel yazılarını sunuyor ve bayan çantası modelleri diyorki Ancak Kemal’in aynı şeyi kasd ettiği halde Süavi’nin ku^jjjj^ geleneksel hilâfet/imamet yerine modern tabii/fiili hâkimr^ ramlarını kullanması iki sebeple açıklanabilirdi. Bırincm, halkın nisbî hâkimiyetine mutlakmışçasına yaptığı vurgu, AlUıj^ yapılan ezelî sözleşmekle kazanılmış hakkın modemizmin tahadi-si karşısında kaybedilebileceği endişesinden kaynaklanıyordu cisi, Kemal’in bu tür modern terimleri kullanması, udebadanba olarak modernlik karşısında sünnetin aşınmasını önlemek ıçu den çok tarafı ikna etme niyetiyle benimsediği bir stratejiden, ^ zim tabirimizle stilistik diskörsif moJemizmd^n kakuaklanıyorck.
Demek ki iki isim arasındaki bu tür ihtilaflar, dayandıkları ft radigmalar arasındaki ihtilaftan vey'a aralarında entelektüel kir favutten değil, meslekleri ve meşreplerindeki ihtilafça belırkaa farklı perspektiflerden kaynaklanıyordu. Geleneksel bilgivc «et* dan okuyan modern dünyada ikisinde de IX^ğulu ve Batılı kakır vukuf sayesinde buyuk bir entelektüel pcrtöımans göıülcccko Alcık Kemal, temelde udebâdan biri olarak yeniden-gclenckıdb-meye yönelik bir tutumla gerektiğinde öğreti ile realite ınsudı gidiş-gelif suretiyle bir mefrüla^tırma öngörüyordu. Şeril iMıHi (1996: 420)’in de belirttiği gibi Kemal, hükümete isyana vınnkr »ivil itaatsizlik teorisi geliştiren Süavi’nin radikal mnımunt p» vermiyordu. Zira o, kalemiyc kökenli biri olarak devletr h/ttâ kültürüyle yetişmiş, yönetici sınıfın ideallerini
jiın^tıyun ile şekiller siyaseti uzlaştırmaya çalışan txx:ke (1965; jS”, 377-79) fçîbi filozoflar, hilâfet/imamet ayırımını toplumun ^ıınıl»J^r'l^u sa^laş'a.n pactum unionis ile hükümetin kuruluşunu sa^-]^-an fmetum subjettionis olarak siyasal teoriye uyarladılar. AUah/İn-
ırasındaki «Ar/, dtkey^ Insan/lnsan arasındaki akit^ yatay sözleş-gse olarak adlandırılmıştı. Buna göre dunyevî-beşeri açıdan pactum fincnıs, hilâfetin dayandı^ yataya pactum subjectıonıs ise imametin Jâvandıgı dikry sözleşmeyi belirtir.
kanaatimizce İslâm'da ^-Vllah’ın yeryüzündekı halifesini temsil eden halkın Allah’ın rasûlu ‘aleyhi’s-salâtu ve’s-selâma İslâm cema-^3iûn kuruluşunu sağlayan biati, pactum untonıs ı, sonraki enrur sahiplerine biati ise pactum iuhjectionis \ ifade eder. Sonradan gelen emir sahipleri, Müslümanların biatle hilâfetlerini devrettikleri Hz. Prvgamber’e balifcy Müslumanlara ise tmam demektir. Kaynakları hakumndan teoride farklı anlamlar taşımalanna rağmen hilt^et de imamet terimlerirün pratikte eşardamlı olarak kullanılmaları bu vttzdendir. 1877 yıhnda sürgüne gönderildiği Midilli’de mutasarrıf okkıktan sonra gönderdiği mektuplarda Kemal, II. Abdulhamıd'e zilluUâhfi'I-arz,y r.tllullâhJi'l-'âlemin (Allah’ın yeryuzündeki, dun-vadakı gölgesi) gibi deyimlerle hitap eder.* İlk bakışta teokrasiyi çağnştıran bu deyim, aslında Alı Suavı (1869a)’ye göre dâhi adaletin vervuzündeki tccessümu olarak hilafete bağlı imameti ıtade eder.
Locke’un toplum ve hükümetin kuruluşunu sağlayan ikili sözleşme fikrine karşılık 1 lobbes, sadece ikinci, Kousseau ise birinci »özleşmeyi yeterli gorur (Polltıck 1908: 111); zira artık Kıta Avrupa’sında egemen devlet ile karaktenze gayr-i şahsî siyasete geçişle otoritenin anlamı kaybolmaya başlamıştır Keınarın bu konudaki tutumu, ikili sözleşmeyi savunan laıckcünkıne uyar Ingiltere ve Osmanlı gibi geleneksel, patrimonyal rejimlerde pactum unionisy genelde bir sözsüz sındeşmc (tacıt contract) şeklinde gerçekleşir. Bu,
Burke (1955: 23)’un bahsettiği, communi ipomtone reipubluat{^ luluğun ortak taahhüdü) olarak gömlcbilir.
Namık Kemal (2005: 124)’e göre hükümet kuvvetlerinin tan vıkmasından ibaret olan “hâkimiyet-i ahâlî"nin ^r'i ismi “biat hakkımdır; biat ise tevkilden başka bir rejim dcj^ (Tansel 1967: 1V7647). Padişahların, ümmet tarafından bııt bakanlann, padişah tarafından tayin yoluyla ka^ndıklan vekile^, ten başka hükümetlerinin dayanağı yoktur. Bizim gösterdıjjınu gibi (Gencer 2000b) klasik Osmanh siyasi rejimi, GazâlTnin formülüne dayanıyordu. Gazâlî’nin, halifeliğin tüm İslâmî kunu^. lan temsil ettiği kuramı, halife^ sultan ve biat ile halifemn nıitjo, seçimini tasdik ettiren ve fetvaları ile şeriatın icrasını sağlayın dr-ma şeklinde üç unsur içeriyordu. Osmanhlarda halife ve fuku, “gazi padişah” olarak tek bir mercie dönüştüğü için Kemal ımaa vey’a halife diye ayırmaksızın padişahtan tek biat mercii olankbık-seder.
Ona göre pactum unıonis denen birinci sözleşme, biat verine fct sözsüz sözleşme ile gerçekleşmişti (Mardin 1991: 113; 19%:13$-7). Sonraki padişahlarla sözleşmeler ise İslâm’da halkın tamanuıaı katılımının pratikte imkânsızlığından dolavı VTterli görülen %Bıe akd* heyetinin halk adına biatiyle gerçekleşmiştir. Ancak kuOif)^ ğı *biat-i amme" kavramından anlaşılacağı gibi Namık Kemal Yeni Osmanlılar, biatle imamın nasbında olduğu gibi azlinde 4 “hail ve akd” heyeti yerine halkın tamamının katılımını şart kaşır Zira ona göre bu, Osmanh halkı için daha zivade teorik bir hıktı
Meşhur Fransız filozoflarından Rousseau, Kemal (1327; 1\ 182) aktarır, Sosyal SözJefme kitabında çoğunlukçu hükümeti ince lerken haklı olduğu takdirde çoğunluğun zorla hükümetin elindn iktidarı alabileceğini savunmuştur. Kemal’e göre, halkın hâkımnco demek, haksız yere biati bozmak mı demektir? “Sözün doğma’ der Kemal, “ülkemizde hâkim biziz; hepimizin hükümete btılım mız vardır. Fakat hükümetin yürütülmesi işini, ıneşrü bıatikCk manii hanedanına tevdi ettik; daima Osmanh hanedanını ıstoa daima anayasal rejim isteriz” (sadeleştirerek). Boylece onun fiib gerçekleşmesi imkânsız şekilde hâkimiyetin yöneticiye venlme%ı w alınması hakkını halkın tamamına atfı, patrimonyal rejimehıiar bayan çantası modelleri sundu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder