22 Eylül 2016 Perşembe

dokunmatik ekran tamiri ve eski yazılar konularımız

dokunmatik ekran tamiri ve eski yazılar konularımız

dokunmatik ekran tamiri ve eski yazılar konularımız •aşçılardan sayılır. «Mansup mirasçı)» | münden sonra hüküm ifade etmek şarti|^ mirasın tamamım, ya da bir parçasını alı^i Jzere tâyin edilen kimsedir.
Bir kimse, kanuni mirasçısiyle, mirastı-/azgeçme hususunda, bedelli, ya da bedelsiı îözleşme yapabilir. Resmî şekilde yapılıı mecburi olan bu sözleşme ile, kanuni miras; 3U hakkından vazgeçmiş sayılır. Sözleşmeb felli ise, onun çocuklarını da miras dıs^ bırakır.
Miras bırakacak kimse, ölüme bağlı biri* iarrufu ile, dokunmatik ekran tamiri çocuklarını, torunlarım, апз^ sabasını, kardeşlerini, kanunun bunlarat^^' dığı miras hissesinden mahrum edemet®” la, «mahfuzlde ' 'r-' bakım.ndan halkçı ve demokrattı. ^29'ca. A' Meclisi onu kişizadelikten çı-"''‘cı. A X " "arsilya şehirleri, Mirabeau'yu ОАгргаих meclisine temsilci seçtiler. râ|,4»j.j bundan sonra



Aurel Slein ve A. Von 1»^ Cocj adlı bilginlerin (,'iria Asya'd.ı y.ijHıkl.ın araştırmalar ve Inmlardan Von le Og'un ctUigurlca» adiyle üç laüyük cilt halinde yayınladığı Turfan, Ka-rahoçn, Blş IXıİKİ gibi lürk şelıirlerinde bulunmuş (resko ve minyatürlere dair eserler, VIII. yüryıld.ı l)u sanatın Uygur Türkleri arasında ne kadar П»м İrmiş olduğunu gösteriyor. Uygur balv;alai'
Mikrop, hastaların burunlarından akan sümükte çok bulunur. Bundan başka, hastaların derisi üstünde çıkan yumru biçimi şişliklerde de vardır. Hastalık sağlamlara hastayla temastan geçer. En çok çocuklara geçer, yaşlılara geçtiği az görülür. Son araştırmalarda, miskin illetine uğramış kimselerin bu hastalığa çoğunlukla çocukluk çağında tutuldukları anlaşılmıştır. Karı-kocadan birinin hastalıklı olduğu halde, yıllarca beraber yaşamalarına rağmen, cüzzamın ötekine geçmediği çok görülmüştür. Hastalığın kuluçka süresi çok uzundur. Bir cüzamlıyla temas eden kimsenin ancak yıllardan sonra miskin hastalığına tutulduğu vardır.
Belirtileri. — Miskin hastalığı kırıklıkla, baş ağrısiyle başlar. İnatçı bir nezle hali vardır. Bu nezle yıllarca sürebilir. Daha sonra, yüzdş, kollarda, ellerde, bacaklarda, vücudun daha başka yerlerinde siyahımtırak lekeler belirir. Buralarda kaşınmalar, karıncalanmalar başlar, daha sonra bir duygusuzluk (hissizlik) görülür. Gitgide bu lekelerin yerleri sertleşir, kıllar dökülür, ufacık sert yumrular çıkar. Bu arada, kaşların, bıyıkların, sakalların dökülüp buralarda urlar belirmesi hastaya korkunç bir biçim verir. Bu yüze hekimlikte «aslan yüzü» denilir.
sizlik) görülür. Gitgide bu lekelerin yerleri sertleşir, kıllar dökülür, ufacık sert yumrular çıkar. Bu arada, kaşların, bıyıkların, sakalların dökülüp buralarda urlar belirmesi hastaya korkunç bir biçim verir.,Bu yüze hekimlikte «aslan yüzü» denilir.
Hasta gittikçe zayıflar, sararır solar, kansızlaşır. Bu zayıflamaya verem, frengi, yılancık, zatürrie gibi başka bir hastalık da binerse hasta ölüme sürüklenir. Bazı hastalarda sert yumrular ağızda, dilde, boğazda, burunda, gözlerde de çıkar. Buralardaki yaralar çevrelerindeki dokuları kemirirler. Bu arada, el ve ayak parmakları çürüyüp dökülür.
Hastalık yıldan yıla ilerler. Cüzamlı, duygusuz, uyuşuk vücudu ile, bitkin, miskin bir halde yaşamaya devam eder.
Tedavi. — Hastalık, burun akıntısından, yumrulardan alınan parçalar mikroskopla mu-, ayene edilerek kesin şekilde anlaşılır. Eskiden miskin hastalığının «şolmogra yağı» denilen bir tek ilâcı vardı.' Bugün yeni keşfedilmiş olan «suflon» grupundan ilâçlarla, daha başka maddelerle hastalık başarı ile tedavi edilmektedir.
Bibliyografya. — Bu konuda Türkçe eserlerin başlıcaları:
Lepra iie Mücadele (Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman, 1941); Lepra ve Cümle-i
bir tek ilâcı vardı. Bugün yeni ke-^lediirfM' olan «suflon» grupundon ilâçlarla, daha haç ka maddelerle hastalık başarı ile tedavi edil mektedir.
Bibliyografya. — Bu konuda Türkc eserlerin başlıcaları:
Lepra ile Mücadele (Prot. Dr. Maztıu Osman Uzman, 1941); Lepra ve Cümle-Asabiye (Ord. Prof. Dr. P. K. Gokat 1943); Lepra; Kansen Hastalığı (Dr. ( Cansun, 1949); Cüzam Müşahedede] (Dr. Koşton, 1951); Lepra’nm Sal^ı: Hastalık Durumu (C. K. İncedayı, 1952
MISSISSIPPI
Amerika Birleşik Devletleri'ni teşkil edt 50 devletten biridir. Doğusunda Alabama, g neyinde Meksika Körfezi, güneybatısında Lcı siana, batısında Arkansas, kuzeyinde Tenne see ile çevrilmiştir.
Yüzölçümü: 121.375 km^
Nüfusu: 2.165.000
Başkenti: Jackson
Mississippi eyaleti muazzam bir ovad Yükseklik hiçbir yerde 200 m.'yi bulmaz. I keye adını veren Mississippi nehri, batı Louisiana ve Arkansas'la sınır çizer. Eyale'
Misk Öküzü
Misk Öküzü. — Görünüşte sığıra benzerse de boyunlarla, keçilerle akraba, iri yapılı bir hayvandır. Vücudu uzun kıllarla kaplıdır. Asya'nın, Amerika'nın en kuzey kesimlerinde yaşar. Kolay evcilleştirilebilir, eti, sütü pek lezzetlidir. Hayvanın çıkardığı misk kokusu 90 m.'den duyulabilir.
MİSKİN HASTALIĞI [Cüzam, Lepra]
Mikroplu, korkunç bir hastalıktır. Deride birtakım urlarla başlar, ipad ekran servisiyer yer gangrenlere yol açar. Çok uzun süren bu hastalık, hastanın vücudunu kemirip harap eder, en sonunda onu ölüme sürükler.
Miskin hastalığı çok eski çağlardan beri bilinir. Zaman zaman salgın halinde dünyayı sarmış, insanların gözünü korkutmuştur. Bu arada, hastalığın yayılmasını önlemek için, cüzamlıları ayırırlar, ayrı binalara kapatırlardı. Bu gibi yerlere bizde «miskinler tekkesi» denilmiştir.
Miskin hastalığının mikrobunu ilk önce 1873'te, İsveçli tıp bilgini Gerhart Hanseri buldu; bundan dolayı, ufak bir çomakçık bi-
MİSK
Güzel kokulu bir maddedir. Misk keçisi, misk kedisi, misk faresi, misk öküzü gibi bazı hayvanlardan çıkarılır. Bu hayvanların erkeklerinde karın derisinin altında bir bez vardır, «misk» denilen maddeyi bu bez yapar.
Misk, daha çok, Asya'nın yüksek dağlarında yaşıyan, «misk keçisi» denilen ceylân cinsi bir hayvandan elde edilir. Misk keçisi, yakalandıktan sonra, karın altındaki bu siyah madde alınır. Fazla zedelenmeden alınabilmişse hayvan yeniden salıverilir. Çünkü vücut,
, zedelenen deriyi tamir ederek aynı yerde yeniden birikinti hâsıl olmasını sağlar.
Misk, çok pahalı bir maddedir, ya ufak parçalara bölünerek, ipad ekran servisi ya da terbiye edilip hamuru sulandırılarak miktarca artırılır, gayet yüksek fiyatla satılır.
OsmanlI Sarayında misk kokusu sürünmek, hele erkeklerin sakallarına misk sürmeleri yaygın bir âdetti. Amber gibi, o da güç elde edilen bir madde olduğundan, çok değerliydi. •Osmanlıca'da «misk ü amber» sözünün beraber kullanılması, bu iki kokunun gördüğü rağbetten, getirtilmesindeki güçlükten ileri gelmiştir. Bugün, daha ziyade kadınların sürdüğü kokular hemen tamamiyle kimya yolundan elde edildiği için artık misk gibi tabiî kokuları kimse aramıyor.
Misk Faresi. — Kuzey Amerika'da yaşıyan
HAYAT ANStKLOPEDtSt
kat edebilir. Ote yandan, miras bırakana karşı, cezaî veya gayriahlâkî haksız fiillerde bulunanları, kanun mirastan mahrum etmiştir.
Bir kimse öldükten sonra, mirasa ehil kimseler (mirasçılar) veya lehlerine vasiyet yapılanlar varsa, miras açılır, tereke mirasçılara, lehine vasiyet edilenlere geçmiş olur. Ancak, bazı hallerde mirasın kabul edildiğinin beyanı şarttır. Mirası reddedecek olan mirasçı, bu hususu, mirasın açılmasından itibaren üç ay içinde sulh yargıçlığına yazı veya sözle bildirmelidir.
Tek mirasçı mirasın tamamına sahip olur. Mirasçı birden fazla ise bunlar arasında, kanunun tanıdığı nispetler dairesinde bölüştürülür. Miras, açılmasından bölüştürülmesine kadar, bir bütünüdür ki, buna «miras şirketi» denilir. Miras şirketine dahil olan mallar, haklar kanundaki mal ortaklığı kaidelerine göre yönetilir, hisseler ayrılmamıştır, hepsi mirasçıların topluca malıdır. Mirasçılar, miras şirketindeki mallara, haklara müşterek «ziyed» olup bunlardan müştereken faydalanırlar, müştereken seçecekleri bir mümessil eliyle idare ederler. Bu hal, miras şirketinin tasfiyesini isteyip, mirasın bölüştürülmesi suretiyle belli hisselere sahip olmalarına kadar sürer. Miras şirketinde mirasçılar, miras bırakanın borçlarından müteselsilen sorumludurlar.ipad ekran servisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder